İdrar kaçırma (Üriner İnkontinans); günlük yaşamda hijyenik ve sosyal problemlere yol açan ve hastalarının yaşam kalitesini düşüren istemsiz idrar kaçırma durumu olarak tanımlanmaktadır. İdrar kaçırma yaşamı tehdit eden bir hastalık olmasa da; devamlı ıslaklık ve bu durumun yol açtığı irritasyon depresyona varan derecelerde, duygusal problemlere yol açabilmektedir. Bu durum; hastaların günlük aktivitelerini, iş yaşamlarını ve cinsel hayatlarını olumsuz etkilemektedir. Hastalar genellikle bu tür durumlarda aktivitelerden ve sıvı alımından kaçınmaktadırlar.
İstemsiz İdrar Kaçırma (Stres Inkontinans)
İdrar kaçırma genellikle ileri yaşlarda ortaya çıkan ve kadınlar için çok rahatsızlık veren ve utandıran bir durumdur. Ancak bazen genç yaştaki kadınlarda da çeşitli nedenlerle idrar torbasının (mesanenin) sarkması durumunda (zor doğum, bağ dokusu hastalıkları, bazı genetik hastalıklar nedeniyle vs.) da idrar kaçırma durumu olabilir.
İnkontinans, istemsiz idrar kaçırma anlamındadır. Nedenleri arasında birçok faktör vardır.
Örneğin; idrar torbası enfeksiyonları, mesane taşı, mesane tumoru, operasyonlardan sonra gelişen fistüller, radyasyon ve enfeksiyon sonrası gelişen skar dokusu, inme (felç) multipl skleroz (MS) hastalığı, parkinson hastalığı, senil demans (yaşlılığa bağlı bunama), omurilik hasarı ya da kullanilan bazi ilaçlar antidepressanlar, idrar sokturucu ilaçlar, psikolojik ilaçlar, diyabet, depresyon, guatr gibi bir cok hastalık buna neden olabilir.
Bu hastaların öncelikle altta yatan nedeninin bulunması ve ona yönelik tedavi edilmeleri gerekir.
Gerçek Stres Inkontinans
Gerçek stres inkontinans, mesane (idrar torbası) ve uretra (dış idrar deliği) arasındaki normal anatomik açının kaybolması nedeniyle olur. Açının kaybolması nedeniyle, mesane içi basınç, uretra (dış idrar deliği) içi basıncı aşar ve idrar kacağı olur. Gercek Stres Inkontinans tüm vakaların % 75-80’inden sorumludur. Zor vajinal doğumlar bu tur inkontinans oluşumuna neden olabilirler. Genellikle sistosel (idrar torbası sarkması), rektosel (barsak sarkması) ve uterus prolapsusu (rahim sarkması) ile birlikte görülür.
Detrussor Instabilitesi (İdrar Torbası Kasının Kasılma Bozukluğu)
Istemsiz mesane (idrar torbası) kasılmaları iltihap, tümörler veya estrojen eksikliğinin neden olduğu duyusal sıkışma inkontinanstan kaynaklanabilir. Hasta ani olarak mesanesini kontrol edemediğini fark eder ve bunu tuvalete yetişememe ve idrar kaçırma takip eder. Bazı hastalarda multipl skleroz gibi hastalıklardan kaynaklanabilir bazen karın içi ameliyatlarindan sonra da olabilir. Kesin olarak bilinmemekle birlikte idrar torbası (mesane)’nın sinirlerindeki bozulmalardan kaynaklandığı düşünülmektedir.
Gercek Stres Inkontinanslı hasta genellikle öksürurken, hapşırırken, merdiven çıkarken, gülereken vs. idrar kaçırır. Detrussor instabilitesi dediğimiz idrar torbası kasinin kasılma bozukluğunda ise istirahat halinde iken ya da sıkışmayı takiben idrar kaçırma olur. Hikayedeki işeme günlüğü faydalı olabilir. İşeme günlüğünde hasta günlük idrara çıkma sayısını, ağızdan sıvı alımını, günlük idrar miktarını ve istemsiz idrar kaçırma zamanını not eder.
Fizik muayenede inkontinansın diğer nedenleri arastirilir. Muayenede çoğu zaman sistosel, rektosel veya uterus prolapsusu gibi bulgular görülebilir. Pelvik bir kitle de görülebilir. Menopoz sonrası dönemde de östrojen eksikliğine bağlı olarak inkontinans görülebilir.
Tedavi Yöntemleri
Bu tür hastalıkların nedenine göre medikal ve cerrahi tedavisi yapılabilmektedir. Cerrahi tedavisinde günümüzde bir çok yeni yöntem uygulanmaktadır. Bunlar karından Burch operasyonu ya da vajinal yoldan TVT (transvajinal teyp), TOT (transobturator teyp) yapılmaktadır. Burch operasyonu ya da Kelly suturu konularak on onarım operasyonu yapılabilmektir. Basari oranlari %85’lerdedir. Ayrıca üretra etrafına dolgu maddesi enjeksiyonları (perirüretral enjeksiyon) de uygulanabilir ancak bu yöntem daha az kullanılmaktadır.
Vajen daraltma ve düzeltme operasyonu sırasında özel bir ameliyat ile birlikte bu tür aşağıya sarkan idrar torbasının toplanması da yapılabilmektedir. Bu tür ameliyatları genellikle tecrübeli kadın doğum uzman doktorları yapmaktadır ve sonuçlar % 85-90 arasında başarılı olmaktadır.
Böyle bir ameliyata gerek olup olmadığına genellikle hastayı muayene eden jinekolog doktor karar verir. Ameliyat öncesi iyi bir anamnez alınmalıdır. Bazı tetkikler yapılmalıdır örneğin; TİT ( tam idrar tahlili ), idrar kültürü, bazen ürodinami dediğimiz özel bir tetkik, diyabet hastalığı ya da nörolojik bir hastalığın olup olmadığı da iyice araştırılmalıdır. Eğer uygun ise bu ameliyat yapılmalıdır. Hastalar genel olarak ameliyattan sonra ayaktan evine gidebilirler.
Ameliyat sonrası mutlaka doktorun verdiği ilaçlar düzgün olarak kullanılmalı, pansumanlar düzenli bir şekilde yapılmalı doktorun çağırdığı günlerde kontrollere gidilmelidir. Bu ameliyatlardan sonra tamamen iyileşme yaklaşık 30-40 günü bulur.
Yorum ekle