Birçok bakteri, virüs, mantar, parazit cinsel yolla bulaşan hastalıklara neden olur. Bu hastalıkların görülme sıklığı bütün dünyada hızla artmaktadır. Bunun nedenleri; Özellikle gelişmekte olan ülkelerde cinsel eğitim programlarının yetersizliği, gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde cinsel ilişki yaşının küçülmesi, özellikle evlilik dışı ve/veya öncesi cinsel ilişki ve dolayısıyla cinsel eş sayısında ki artış, seyahat imkanlarının yaygınlaşması , cinsel davranışlarda ki değişiklikler, kondom dışı doğum kontrol yöntemlerinin kullanımında artış, antibiyotiklere direnç nedeniyle tedavide rastlanan zorluklar olarak sıralanabilir.
Riskli gruplar
- Sosyokültürel ve eğitim düzeyi düşük, birden fazla cinsel eşi olan erkek veya kadınlar
- İlaç ve uyuşturucu bağımlıları, paralı ilişkiye girenler
- Önceden geçirilmiş cinsel yolla bulaşan hastalık öyküsü olanlar
- Korunma yöntemi kullanmayan ya da yetersiz korunma yöntemleri kullananlar
- Evlilik dışı cinsel ilişkide bulunanlar
Cinsel yolla bulaşma özelliği olan 25‘ ten fazla mikroorganizma bilinmektedir. Hepatit B ve HIV (AIDS) virüsü gibi bazı ajanlar kanda yoğun olarak bulunmaları nedeniyle cinsel ilişki ile de bulaşabilirler. Dövme, piercing gibi cilt bütünlüğünü bozan uygulamalarla da mikroorganizmalar vücuda girebilirler.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar sık görülmeleri, tanı konmasında yaşanan zorluklar ve tedavi edilmediklerinde yol açtıkları ciddi komplikasyonlar nedeniyle büyük önem taşırlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların en önemli komplikasyonu olan ve kadın üreme organlarını tutan pelvik inflamatuar hastalık (PIH) sonucunda tüplerde daralma, kısırlık, dış gebelik gelişebilmektedir. Bazı mikroorganizmaların neden olduğu enfeksiyonlar ise cinsel organlarda değişik kanserlere yol açabilmektedir. Örneğin : Human Papillom virüsü anüs ve genital yassı hücreli kanser gelişiminden sorumludur.
Etken ne olursa olsun en sık rastlanan 3 klinik bulgu cinsel organlardan akıntı, yaralar ve siğillerdir.
Sıklıkla görülen cinsel hastalıklar şunlardır
- HIV (AIDS)
- Hepatit B
- Bel soğukluğu (Gonore)
- Frengi (Sifiliz)
- Klamidya enfeksiyonu
- Mikoplazma enfeksiyonu
- Yumuşak çıban (Şankroid)
- Donovanoz (Granüloma İnguinale)
- Uçuk (Herpes Simpleks virüs enfeksiyonu)
- Siğiller (Genital Kondilomlar, HPV İnsan Papilloma Virüsü)
- Molluskum Kontagiosum
- Trikomonas Vaginalis enfeksiyonu
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri nelerdir?
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar bazı ortak belirtilerle ortaya çıkabilir. Bu belirtilerden bazıları her iki cinsiyette de görülebilir. Cinsel hastalıkların en yaygın belirtileri şunlardır:
VAJİNAL AKINTI
Her kadında bazı dönemlerde vajinal akıntı görülmesi normaldir. Fizyolojik akıntı olarak tanımlanan, rahim ağzı ve rahimden salgılanan bu akıntı çoğunlukla yumurta akına benzer bir yapıdadır, berrak ve kokusuzdur. Akıntı miktarının yumurtlama döneminde, gebelikte ve cinsel ilişki sırasında artması, renginin koyulaşması da normal karşılanır. Bu akıntı yoluyla vajinada bulunan bakteriler dışarı atılır ve yürüme, koşma gibi fiziksel aktiviteler sırasında sürtünmeye bağlı iç dudak yapısının tahriş olması engellenir. Cinsel yolla bulaşan bir hastalığın varlığında, renkli ve kokulu akıntı görülür. Sarı, yeşil, gri renkte, rahatsız edici düzeyde kokunun eşlik ettiği, bazen kanlı, ağrılı ve köpük görünümünde akıntı oluşabilir. Bazı durumlarda akıntının miktarı da normalde olduğundan çok daha fazladır. Bu gibi şikayetlerin varlığında vakit kaybetmeden kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurulmalıdır. Erkeklerde ise peniste akıntı cinsel yolla bulaşan hastalıkların habercisi olabilir.
İDRAR YAPARKEN YANMA VE SÜREKLİ İDRARA ÇIKMA İSTEĞİ
İdrar yolu enfeksiyonunu andıran ancak cinsel yolla bulaşan bir hastalığın varlığında idrar yaparken yanma hissedilebilir. Ayrıca sık sık idrar yapma isteği de cinsel hastalık belirtisi olabilir. Az miktarda idrar yapılmasına rağmen sürekli olarak idrara çıkma isteği bulunan kişilerin de üroloji uzmanına ya da kadın hastalıkları ve doğum uzmanına başvurması gerekir.
İSHAL VE BULANTI
Pek çok hastalığın belirtisi olan ishal ve bulantı, aynı zamanda cinsel yolla bulaşmış bir hastalığın belirtisi de olabilir. Böyle bir şüphenin varlığında uzman bir hekime başvurulması gerekir.
AŞIRI TERLEME
Aşırı terleme normalde görülenden daha fazla miktarda terleme ya da hiçbir sebep yokken aniden oluşan ateş basması cinsel yolla bulaşan pek çok hastalığın belirtileri arasında yer alır.
Tüm bu belirtiler cinsel yolla bulaşan hastalıkların habercisi olabilir. Bunun yanı sıra cinsel hastalıklar; baş ve eklem ağrıları, ateş, deri döküntüleri, vajinal kaşıntı, adet dönemi haricinde kanama, genital bölgede siğil, testislerde şişme, ağrı ve kaşıntı, cinsel ilişki sırasında ağrı, cinsel organlarda akıntı, şişme, yara gibi belirtilere yol açabilir.
Cinsel yolla bulaşan hastalıklar hangileridir?
Korunmasız cinsel ilişki sırasında vücut salgılarının teması ile ortaya çıkan cinsel yolla bulaşan hastalıklarından bazıları aşağıda sıralanmıştır.
FRENGİ
Sifiliz olarak da bilinen frengi, cinsel yolla bulaşan kronik ve yaygın bir hastalıktır. 4 farklı evreden oluşan bu hastalık derhal tedavi edilmelidir. 1. evre, cinsel temastan sonraki 10 ile 90 gün arasında şikayetlerin başladığı dönemdir. Cinsel bölge, rektum, ağız ve dudak çevresinde, kırmızı, ıslak çıban şeklinde yara oluşumu ile görülür. Yaralar 2 ile 3 hafta içinde kendiliğinden geçse de hastalık iyileşmez. 2. evre ise hastalığın en bulaşıcı olduğu dönemdir. Yorgunluk, baş ve eklem ağrıları, kaşıntı, döküntü, kadınlarda vulvada, erkeklerde testislerde geniş, beyaza yakın bir renkte siğiller görülür. Ayrıca vücut tüylerinde, özellikle saç ve kaşlarda dökülme görülür. 3. evrede herhangi bir belirti göstermeyen frengi, 4. ve son evrede ise kalp, karaciğer, sinir dokuları kemik ve cilt dokularına zarar vermeye başlar. Hayati tehlike yaratan bu durumun önüne geçilmesi için ilk iki evrede var olan belirtilerin mutlaka ciddiye alınarak hekime başvurulması gerekir. Erken evrelerinde 2 ile 3 ayda tedavi edilen frengi, ileri evrelerinde 1 ile 2 yıl boyunca tedavi gerektirir.
BEL SOĞUKLUĞU
Gonore olarak da tanımlanan bu hastalık, cinsel ilişki sonrası ilk hafta içinde belirtilerini gösterir. İrinli idrar yolu akıntısı ve idrarda yanma gözlenir. Bu belirtiler sonucunda hastada idrar yolu enfeksiyonu gelişir. Kadınlarda rahim ağzı iltihabı, vajinal akıntı, cinsel ilişki sırasında ve sonrasında kanama şeklinde kendini gösterir. Sistemik olarak yayılan belsoğukluğu; farklı cilt lezyonlarına, menenjit ve endokardit gibi iltihaplı hastalıklara da yol açabilir. İlaçla tedavisi mümkündür.
HPV ENFEKSİYONU
Human Papilloma Virüsü olarak tanımlanan HPV enfeksiyonuna, yüzün üzerinde farklı virüs neden olabilir. Hastalığa yakalanan kişilerin yalnızca %30’unda vücudun farklı bölgelerinde siğil gözlenir. Kalan %70’lik kısımda herhangi bir belirti görülmez. Ancak kişinin vücuduna bulaşan bu virüs türlerinin kanser oluşumu ile direkt bağlantılı olduğu düşünüldüğünden riskli bir ilişki sonrası ilgili testlerin yapılması önemlidir. Vajinal, anal ya da oral seks sırasında gerçekleşen temas ile kişiden kişiye bulaşan bu hastalığın neden olduğu siğiller, cinsel temastan yaklaşık 9 ay sonra görülür.
HSV ENFEKSİYONU
Herpes Simpleks virüsünün neden olduğu HSV enfeksiyonu, genital uçuk olarak kendini gösterir. Uçuk; ateş, baş ağrısı ve halsizlik gibi yakınmalar ile seyreder. Genital bölge ve anüs çevresinde kaşıntılı, ağrılı kabarcık ve kızarıklık şeklinde görülen HSV, cinsel temasın yanı sıra öpüşme ile de bulaşabilir. İlaçla tedavi edilir.
AİDS
Ömür boyu ilaç tedavisi gerektiren AIDS hastalığının belirtileri cinsel ilişki sonrası 2 ile 4 haftada ortaya çıkar. HIV virüsü kaynaklı bir bağışıklık problemi olan AIDS hastalığı başlangıçta grip ve nezle hastalıklarına benzer semptomlar gösterir. Sonrasında yıllarca belirti göstermeden vücut içerisinde hızla çoğalabilir. Yaklaşık olarak 5 ile 10 yıl sonunda kendini bağışıklık sisteminin yetersizliği olarak gösterir. CD4 hücrelerinin azalması sonucunda bağışıklık sistemi çöker ve normalde kolayca atlatılabilecek hastalıklar bile kişiyi kolayca hasta edebilir. Kan ve cinsel sıvıların teması ile bulaşan AIDS, hasta kişiyle aynı ortamı ve nesneleri paylaşmak, ter, gözyaşı ve sivrisinek sokması ile bulaşmaz. Son yıllarda geliştirilen ilaçlar ve tedavi yöntemleri ile AIDS’e bağlı ölüm vakaları azalmıştır.
HEPATİT B
Kan, idrar ve vücut sıvıları ile bulaşan Hepatit B, aşılama ile korunabilen bir hastalıktır. Hepatit B virüsünün bulaşmasına neden olan temas sonrası yaklaşık 45 ile 160 gün sonrasında hâlsizlik, iştahsızlık, bulantı, kusma, ateş, deri döküntüsü, baş ağrısı gibi belirtilerle ortaya çıkar. Karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanseri gibi geri döndürülmesi mümkün olmayan hastalıklara yol açan Hepatit B, hastalığın dönemine uygun yöntemler ile kontrol altına alınır. Hastalığın erken dönemlerinde ilaçlı tedavi mümkün iken ilerleyen safhalarında karaciğer nakli gibi nispeten zor tedavi yöntemleri gerekebilir.
KLAMİDYA
Klamidya, Chlamydia trachomatis bakterisinin neden olduğu bir hastalıktır. İdrarda yanma ve sık idrara çıkma, genital bölgede kaşıntı, akıntı, kızarıklık, yara oluşumları ile karakterize olan klamidya, ilaçla tedavi edilir. Bazı durumlarda tekrarlayabilen bu hastalığın tedavisinde son 6 ay içinde cinsel ilişkide bulunulan eş ya da partnerin de hastalığın varlığı açısından sorgulanması önemlidir. Aşısı bulunmayan bu hastalıktan tek korunma yolu, cinsel ilişki sırasında korunmaktır.
Korunma ve Tedavi
Cinsel yolla bulaşan hastalıklardan korunmakta tek ve en etkili yöntem tek eşliliktir. Kondom kullanımı, korunma yöntemleri içinde doğru kullanıldığı takdirde cinsel hastalıklara karşı en etkili yöntemdir ancak kondom kullanımıyla dahi korunmanın mümkün olmadığı cinsel hastalıklar da vardır. (Örn.: Siğiller, uçuk.. vs.)
Kondom kullanımında dikkat edilmesi gereken ayrıntılar vardır. Cinsel ilişkinin başlangıcında ve ilişki sona erinceye kadar kullanılmalı, spermisit içerenler tercih edilmeli, sonrasında bir poşete konularak, poşetin ağzı sıkıca bağlanarak atılmalı ve eller dikkatlice sabunlanmalıdır.
Cinsel hastalıklardan bir kısmı teşhis konduktan sonra ilaçla tedavi edilebilir ancak yakınması ve belirtileri olan kişilerin çoğu sağlık kurumlarına başvurmamaktadırlar. Hastalık birçok kişide de semptomsuz seyrettiği için bu kişiler hem hastalığın farkında olmamakta ve tedavi olmamakta, hem de hastalığı ilişkiye girdikleri kişilere kolayca bulaştırmaktadırlar.
Özellikle seyahatlerde gidilen ülkelerde tanımadığı insanlarla ilişkiye girmek, cinsel hastalıklar açısından çok büyük risktir. Tekrar vurgulamak gerekirse tek eşlilik cinsel hastalıklardan korunmada en güvenli ve masrafsız yöntemdir.
Herhangi bir şekilde hastalığa yakalandığını düşünen ya da şüphelenen kişiler mutlaka bir sağlık kuruluşuna başvurmalı, tetkik ve tedavilerini tam yaptırmalıdırlar. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda tedavinin etkili olabilmesi için eş tedavisi de şarttır.
Cinsel yolla bulaşan hastalıkların çoğu kan veya diğer vücut sıvılarından transfer edildiği için, cinsel ilişki dışında (dövme, traş kazaları vs. gibi) vücut bütünlüğünü bozabilecek durumlara karşı da seyahat esnasında çok dikkatli olunmalı ve gerekiyorsa güvenli yerler tercih edilmelidir.
Yorum ekle